1. Fransa’da öpücük sayısı bölgeden bölgeye değişir

Fransa’da genelde bir insanı (karşı cins) ilk gördüğünüzde bile öpüyorsunuz. Ancak öpücük sayısı bölgeden bölgeye değişiyor! 1’den başlıyor, 5’e kadar yolu var… Güneye gittikçe insanların kanı kaynadığı için öpücük sayısı da artıyor.  Batı’da da daha az öpüyorlar. Paris’te ise 2 kez öpüyorlar. Neyse ki 2! Her gün işte herkesi öptüğümüzü düşündüğümde ya 5 kez öpseydik diye düşünmeden edemiyorum. Corona’dan sonra öpüşmeyi bırakacaklarını düşünüyorum… Bunun için bir öpücük haritası da var! İşte burada

Bu sadece bir miktar meselesi olsaydı, yine de kabul edilebilirdi… Ancak öyle değil! Öpmeye başladıkları taraf da farklı olabiliyor. Bazı yerlerde sağdan, bazı yerlerde soldan… Neyse ki onun için de bir website var, işte burada!

2. 2012 yılına kadar Fransa’da kadınların pantolon giymesi yasaktı

Fransız hukuku adeta bir şaka kaynağı gibi! 1700lü yılların sonlarına doğru Fransa’da kadınların pantolon giyinmesi yasaklanıyor. Yasaya göre, pantolon giymek isteyen kadınların gerekçelerini de göstererek yerel makamlardan izin alması gerekiyormuş. Daha sonrasında ise bu yasayı biraz değiştirerek özel durumlarda -ata veya bisiklete binmek gibi-  pantolon giyinmesine izin verilmiş. Pratikte çok uygulanmasa da yasalarda bulunuyormuş. En sonunda ise bu yasanın çok saçma olduğu anlaşılıyor ve 2012’de yürürlükten kaldırmışlar :).

3. Fransızlar ekmeğin şişmanlattığına inanmazlar

Aaa, arkadaşlar bir ekmek nasıl şişmanlatır? Sakın bir daha duymayalım! 7’den 70’e burada herkes baget ekmeğini yer ve bunun şişmanlattığına inanmazlar. Sokaklarda da sürekli ellerinde bagetle yürüyen insanlar görürsünüz. Her ne kadar inanması güç olsa da her yemekle birlikte baget yediklerini söyleyebilirim ve hala hepsi formdalar! Fransa’da ortalama her gün 10 milyar baget veya saniyede 320 baget üretiliyor.

Ayrıca baget sadece “herhangi” bir ekmek değildir. Fransız yasalarına göre (evet, bu konuda bir yasa var), bir baget sadece un, maya, tuz ve sudan yapılır. (Başka ne koyacaklardı anlamadım :)) 250 g’dan fazla olamaz. 5 cm genişliğinde, 3 cm yüksekliğinde ve 65 cm uzunluğundadır. Başka ekmekler de var tabii ki ama onların isimleri farklı. Flüt, bagetten daha geniş ekmekler için, dize, bagetten daha ince ekmekler için ve somun bagetten daha uzun ve daha geniş ekmekler için kullanılır.

4. Fransa, süpermarketlerin satılmayan yiyecekleri atmasını yasaklayan ilk ülkedir

2016 yılında, Fransa’nın süpermarketlerin ve gıda mağazalarının satılmayan yiyecekleri atmasını yasaklayan ilk ülke oldu.  Ve bu yiyeceklerin bağışlanmasına karar verildi. Biz de hafta sonları Paris’te evsizlere yemek dağıtıyoruz ve süpermarketler/restoranlar ellerinde kalan ürünleri bizlere evsizlere vermemiz için bağışlıyorlar.

5. Fransa, AB’deki en büyük ülkedir

Fransa’nın Avrupa Birliği’ndeki en büyük ülke olduğunu biliyor muydunuz? 643,801 km² bir alanla, tüm AB alanının neredeyse% 20’sini kaplıyor. Fransa’yı, İspanya ve İsveç takip ediyor. Ayrıca her yıl yaklaşık 90 milyon turist alır ve bu da onu dünyadaki en popüler turistik yer haline getirir. Hepsi bir Eyfel’i görmeye geliyor :P. Oysa başka çoook güzel yerler var.

6. Fransa’da ölü bir kişi ile evlenmek yasaldır

Fransız yasalarına göre, ölen kişinin hayatta iken evlenme niyetinde olduğunu kanıtlayabildiğiniz ve Fransa Cumhurbaşkanı’ndan izin aldığınız sürece ölümünden sonra evlenebilirsiniz. Özetle, ölümünden önce kişinin evlilik prosedürlerine başlamış olması gerekir. Étienne Cardiles, Fransız Ulusal Polis Kaptanı Xavier Jugelé ile 30 Mayıs 2017’de, Champs Élysées’e yönelik bir terör saldırısında öldükten beş hafta sonra evlendi.

Özellikle 1.Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında, babaları ölen çocukların meşruiyetini sağlamak isteyen kadınlar için ölümünden sonra evlilik yapılması yaygındı.

7. Fransızların pasaportunda boyları ve göz renkleri de yazar

Nedenini bilmiyorum, boyları uzayınca ne oluyor onu da bilmiyorum. Ama yazıyor 🙂 Ve genelde pasaportlarında birden fazla isimleri bulunuyor. Adam kendini Etienne diye tanıtıyor ardından üç beş ismi daha çıkıyor 🙂 Ama onları kullanmadığını söylüyor.

8. Fransızlar, Dünya üzerindeki en gururlu millettir

Bunu ölçmek her ne kadar zor olsa da Fransızların ülkeleri hakkında ne kadar gurur duyduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Sanatıyla, diliyle, müziğiyle, kültürüyle, gastronomisiyle…. adamlar her şeyleriyle gurur duyuyorlar ve asla laf kondurmuyorlar! Tamam tamam, en iyisi sizsiniz. İyi ki bir peyniriniz, şarabınız, bagetiniz var 🙂

9.  Ortalama bir Fransız vatandaşı her yıl 500 salyangoz yer

Iyyy salyangoz yenir mi diyen ben, şimdi bayılıyorum. Arkadaşlar, gerçekten güzel! Salyangozun kendisi güzel olmayabilir belki bilmiyorum ama o sundukları sosla gerçekten efsane!  Sarımsak, maydanoz ve tereyağı ile servis edildiğinde yemeyin de yanında yatın yani o derece 🙂  Fransızlar yılda 25.000 ton salyangoz yer bu da 700 milyon ayrı salyangoz. Dünyada yenen her üç salyangozdan ikisi Fransa’da tüketiliyor diyebiliriz! Ancak Fransa’da 2015 yılında sadece 100 kayıtlı salyangoz çiftliği mevcutmuş. Genelde Doğu Avrupa’dan ithalatını  yapıyorlar.  

10. Her gün giyindiğimiz kotların meğer Fransa’dan çıkmış

Çoğumuz, her gün giydiğimiz kot pantolonun Levi Strauss’un icat edildiğine inanma eğilimindeyiz. Bununla birlikte, kot ticareti üzerine yapılan tarihi araştırmalar, aslında Avrupa’nın Cenova (İtalya) ve Nimes (Fransa) şehirlerinde ortaya çıktığını göstermektedir. Genes, Fransızca’da Cenova için kullanılan kelimedir ve “Jeans” kelimesinin kökenidir. Fransa’nın Nimes kentinde dokumacılar denim olarak bilinen bir kumaş geliştirdi (Nimes’den geliyor). Levi Strauss’un daha sonra altın madencilere sağlam pantolon sağlamak için kot pantolonu Kaliforniya’ya ithal ettiği söyleniyor.

“Denim” terimi, “Nimes’den gelen serge (sağlam bir kumaş)” anlamına gelen Fransız “serge de Nimes” teriminden gelir. Ancak kumaş artık Fransa’nın hiçbir yerinde üretilmiyor.

11. Fransızlar yaşamak için yemez, yemek için yaşarlar

UNESCO, 2010 yılında Fransız gastronomisine UNESCO Dünya Mirası Statüsü verdi.  UNESCO uzmanları, bunu, ‘beraberliği vurgulamanın’ yanı sıra, arkadaş ve aileyi bir araya getirme, sosyal bağları artırmadaki rolü için ‘bireylerin ve grupların yaşamındaki en önemli anları kutlamayı amaçlayan bir sosyal gelenek’ olarak nitelendirdi. 

12. Patates bir süre Fransa’da yenmiyordu

16. yüzyılda İspanyollar Güney Amerika’daki İnka İmparatorluğu’nu fethetti, bununla birlikte yeni bir sebze ile Avrupa’ya döndüler; patates. Bununla birlikte, bu yeni ürün Avrupa’nın geri kalanı tarafından bu kadar kolay kabul edilmedi, özellikle Fransa’daki çiftçiler çok güvensizdi. 1748’den 1772’ye kadar Fransız Parlamentosu patateslerin cüzzama neden olduğu iddia edilmesiyle ve zehirli olduğu düşünüldüğü için patates yetiştiriciliğini yasaklamış.

13. Fransa’da 1000’den fazla peynir türü vardır

Yaklaşık 1600 farklı Fransız peyniri var. Normandiya’dan bir peynir olan Camembert, belki de en ünlü Fransız peyniridir ve dünya çapında bilinir! Peynir aslında Fransa’da o kadar popüler ki yemeğin bir parçası, yani bizim gibi kahvaltıda yemiyorlar. Fransızlar genellikle ana yemek ve tatlı arasında peynir yiyorlar. Özel peynir tahtaları ve bıçakları bile var.

Uluslararası Süt Federasyonu’nun bir raporuna göre, ortalama bir Fransız 2013 yılında 25.9 kilo peynir yedi. Fransa’yı ise ikinci sırada yer alan İzlanda (25.2 kg) ve üçüncü sırada yer alan Finlandiya’ya (24.7 kg) takip etti.

14. 1 Nisan şakası geleneği Fransa’da başlatılmıştır

Fransa Kralı Charles IX 1564 yılında yeni yılın ilk gününü 1 Nisan’dan 1 Ocak’a almış. Nisan’ın ilk günü, yeni yıl kutlamaya alışmış olan halk ve yeni takvim uygulamasını beğenmeyenler, çeşitli şakalar yapmaya başladılar. Fransızlar, bu şakalara “Poisson D’avril” (Nisan balığı) adını verdiler. Zamanla Ocak ayı ilk ay olarak kabul edilince bu ilgin adet Fransa’da yerleşmiş ve daha sonra dünyaya yayılmış.

15. Kruvasan fikri Fransızlardan çıkmamıştır 

Şaşırdınız dimi? Rivayete göre tabii bunlar! 13. yüzyılda Avusturya’da Kruvasan’a aslında Kipferl denildiğini ve 1839’da bir Avusturyalı fırıncının fırın açmak için Paris’e geldiğini söylüyorlar. Fransızlar onu sevdi ve kısa süre sonra kendi fırınlarını açmaya başladı ve Kipfer’in kendi versiyonunu yarattı ve buna Kruvasan adını verdi… Fransızlar bu lezzeti o kadar sevmiş olacaklar ki zamanla tarif tüm fırınlarda yayılmış ve Fransa halkının sabah kahvaltılarında vazgeçilmez bir yer edinmiştir…

16. Patates Kızartması / French Fries da Fransızlara ait değildir

Bu yemeğin I.Dünya Savaşı sırasında Belçika’daki Amerikan askerleri tarafından keşfedildiği ve güney Belçika’nın baskın dili Fransızca olduğundan, patateslerin “Fransız” patates kızartması olarak adlandırıldığı söyleniyor. Fransızlar da hemen sahiplenivermiş 🙂 Ah be Belçika’da olsak da yesek!

17. Şampanya sadece Fransa’da üretilir

Şampanya yalnızca Fransa’nın Champagne bölgesinde üretilir, diğerleri köpüklü şaraptır, Şampanya metodu (méthode champenoise) kullanılarak her yerde üretilebilir :P.  İtalya’da ‘spumante’, Almanya’da ‘sekt’ ve İspanya’da ‘cava’ ismini alır mesela…


18. Tahtta en kısa süre (20 dakika) kalan kral da Fransızdı

Louis XIX’ın tahttan çekilmesi yaklaşık 20 dakika sürdü ve ülkeyi asla gerçekten yönetmedi. Nasıl yönetsin adam zaten 20 dakikada 🙂

19. Fransızlar, bir sorunları olduğunda direkt itfaiyeyi ararlar

Buna ilk duyduğumda inanamıştım ama gerçekten böyle! İlk yardımı yapabilir ve hemen hemen tüm kurtarma operasyonlarını gerçekleştirebilirler. Burada itfaiyeci bir sevgiliniz falan varsa çok havalısınız hatta her yıl burada 14 Temmuz’da itfaiyeciler balosu bile düzenleniyor. Kaslı abiler pek bir güzel gösteriler yapıyor 🙂 

 

İşte bunlar Fransızların bazı ilginç özellikleri… Daha tabii ki kim bilir neler vardır neler… 🙂

Umarım keyif almışsınızdır! Paris’e de bekleriz efenim…

Merak ederseniz eğer: 10 Maddede Fransızlaştığınızı anlamak için buraya, Fransa’da Çalışmak – Artılar ve Eksiler için buraya, Fransızlarla çalışmanın 7 altın kuralını okumak için ise buraya tıklayabilirsiniz!
Sevgiler.